Hayatının tamamını Uludağ'da ve eteklerindeki köylerde geçiren Selvi, uzun yaşamasını iyi beslenmeye ve spora bağlıyor.
Derme çatma bir evde çocukluğunun geçtiğini dile getiren Selvi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Annem ve babam 1917 yılında Kadir Gecesi'nde doğduğumu söylerlerdi. Kimliğimde 1921 yazıyor, babam beni 4 yıl geç yazdırmış nüfusa. Köyümüzde Kadir gecesi doğan iki kişi varmış. Diğeri vefat edince bölgenin en yaşlısı olarak ben kaldım." dedi.
Orman muhafaza memuru olarak 10 yıl görev yaptıktan sonra Uludağ'da bir otelde çaycı olarak işe başladığını aktaran Selvi, şöyle konuştu:
"Çalışmayı çok seviyordum. Hiçbir zaman yerinde duran bir insan olamadım. Garson oldum, bir süre sonra da müdürlüğe yükseldim. O dönemde Uludağ'da gelen giden çok oluyordu. Ben de dağda yaşayan herkes gibi kayak yapmayı iyi biliyordum. 1957 yılında Olimpiyat seçmeleri için Bayburt ve Erzurum ekipleriyle yarıştık ve kaybettik. Kazansaydım İsviçre'ye yarışlara gidecektim. Erdal İnönü her sene dağa gelirdi, ona kayak hocalığı yaptım. Bana bunun karşılığında hep hediye olarak şeker gönderirdi."
İki kız bir erkek çocuğu babası Selvi, bahçıvanlıktan garsonluğa, çiftçilikten kırtasiyeciliğe bir çok işte çalıştığını ifade ederek, uzun ve sağlıklı yaşam sırrının iyi beslenme ve sporda olduğunu söyledi.
Bahçesinin evine uzak bir noktada olduğunu ve oraya sürekli yürüyerek gidip geldiğini anlatan Selvi, "İki gün çalışırdım. Eve gelir bir gün dinlenir yine giderdim. Buraya gidiş gelişler hep bana spor oldu. Buz gibi su, tertemiz Uludağ havası, iyi yemekler ve spor. Çok iyi yemek yerim. Yıllarca 1 kilo bile almadım, gıdalarımı çok iyi takip ederim. Bu sabah bir tas zeytinyağı içtim. Cevizi, kuruyemişi ve çikolatayı özellikle çilekli olanları çok severim." diye konuştu.
Beslenmesine dikkat ettiğini vurgulayan Selvi, "Sabah bir tas zeytinyağı içiyorum, yatmadan az şekerli yoğurt yiyorum, sigara ve içkiyi bilmem, uzun ve sağlıklı yaşamı en başta spora borçluyum. Bazılarına kızıyorum, hep bir yerleri ağrıyor. Yataktasın hareket et, yoldasın hareket et. Ben her gün yürürüm." dedi.
Selvi, halen ilçenin sokaklarında hızlı adımlarla günde birkaç saat tur attığını, böylece dinç kaldığını ifade etti.
Gençlere öğütler verdiğini anlatan Selvi, ciddi bir hastalığının bulunmadığını ve fazla doktor yüzü görmediğini söyledi.
Selvi, ölene kadar Uludağ'da, Keles'te yaşamak istediğini, burada mutlu olduğunu söyledi.