Zamanla değişen yaşam koşullarıyla birlikte yeme alışkanlıklarının da değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Oğuz Özyaral, “Tencere yemeği suludur, bağırsakları çalıştırır, kabızlığı önler. İçinde katkı maddesi, koruyucu yoktur. Kanserden korunmak istiyorsanız tencere yemeği yiyin” diyerek, herkesi yeniden mutfağa girmeye davet etti. Oğuz Özyaral açıklamalarına ve tavsiyelerine şu şekilde devam etti: “Kadınların çalışma hayatında giderek daha aktif olması, insanların tek başına yaşamayı tercih etmesi, okul-iş için seyahatlerin çoğalması yemek pişen evlerin sayısını da azalttı. Oysaki eskiden evler mis gibi yemek kokardı. Bir misafir geldiğinde sofraya bir tabak eklemek ağırlamak için yeterdi. Şimdi insanlar iş çıkışı yemeğini yiyip evine öyle geçiyor ya da dışarıdan sipariş verip evde televizyon karşısında atıştırıyor.”
“Çocuklarınızla birlikte mutfağa girin”
“Kanserden korunmak için ev yemeğine dönmemiz gerekiyor. Çocuklarınızla birlikte mutfağa girin, onlara örnek olun, birlikte yemek pişirin. Gelecek nesiller tencere yemeğinin ne olduğunu bilmeyecek, bu da hastalıkları arttıracak. En pahalı, en temiz olduğunu düşündüğünüz yerde bile, sonuçta sizin görmediğiniz malzemeler kullanılır. Bunların tazeliği ve hijyen açısından kalitesi şüpheli olabilir. Bunlar katkı maddeli, kimyasal aroma katkılı olabilir. Hazır gıdaların raf ömrünü uzatmak için eklenenler de sağlığınıza zarar verebilir. Elbette arada sırada dışarıda tencere ya da et yemekleri yiyebilirsiniz. Ancak öyle evler var ki, yemek pişmiyor. Standart haline gelmiş, entegre edilmiş, paketlenmiş ürünlerin tadına o kadar alıştık ki çocuklar evde mayalanmış yoğurdu yemez oldu. Dışarıdan kek almak yerine kendiniz yapın. İçine ne koyduğunuzu bilirsiniz. Yaş ve kuru meyveler koyarak dengeli bir kek yapmış olursunuz. Çocuklarınıza da evde yemek yapmayı öğretin. Birlikte mutfağa girin. Bir tür oyun gibi olsun. Yemedikleri sebze ve meyveleri sevdirmenin en güzel yoludur kendisinin pişirmesini sağlamak. Sebze, meyve, salata kanser türlerine karşı koruyucudur.”
“Soğanı ve sarımsağı yağda kavurmayın, bu iki değerli sebzeyi yakmayın. Aynı zamanda baharattan vazgeçmeyin. Yemeklerinize baharat ekleyin. Farklı baharatların tatlarını deneyin. Baharatı yemeğin başında değil pişirme süresinin sonunda, yemeği kapatırken ekleyin. Böylece besin değerini kaybetmesini önlersiniz.”
“Değişen hayat düzenimiz, sebze meyvenin eve daha az girmesi, daha az yemek pişmesi kansere davetiye çıkarıyor. Çabuk hazırlanan, hızlı pişen, alelacele yenen yemekler belki karın doyuruyor ancak içindeki katkı maddeleri, koruyucular, maliyeti düşürmek için seçilen merdiven altı ürünler bizi 'ne yediğini bilmez' insanlara dönüştürüyor.”
“Tencere yemeği önemli”
“Yemeğin tencerede pişmesi kadar, pişen tencerenin nitelikleri de önemlidir. Çelik, dökme demir, kaynağı belli topraktan yapılmış güveç kaplar kullanın. Bunları rendelenmiş sabun, Arap sabunu ve sert yüzeyli bir süngerle temizlemek yeterlidir. Güveç kaplar yıkandıktan sonra zeytinyağı ile sıvanmalıdır.”
“Ev yemeği en ekonomik yemektir”
Dışarıda yemek yemenin ekonomik olmadığının da altını çizen Doç. Dr. Özyaral, “Mevsim sebzeleri, sağlıklı yağlar, doğru miktarda et, süt, yoğurt yemeklerinizin içinde yer alsın. Hem kendi sağlığınız hem de elinizden yemek yiyenlerin sağlığını önemseyin. Alışverişinizi katkı maddesiz, koruyucu içermeyen gıda maddeleri ve taze sebze-meyveleri tercih ederek kendiniz yapın. Mutfağınıza girin ve pişirin. Mutfağa girmekten korkmayın. Hasta olmaktan korkun” diyerek sözlerini tamamladı.
Yemeğinizi kendiniz pişirin kanserden korunun
Yemeğinizi kendiniz pişirin kanserden korunun
Bursa Haber Portalı Bursa Haber Portalı
SAĞLIK
İstanbul Rumeli Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral, evde yemek pişirme alışkanlığından uzaklaştıkça hastalıkların arttığını söyleyerek, “Kanserin bu kadar sık görülmesinin sebebi beslenme alışkanlıklarımızdaki değişikliklerdir” dedi.
Paylaş: