Total diz protezi tedavisi
Total diz protezi tedavisi
Total diz protezinin, aşınmış olan eklem yüzlerinin, metal ve polietilenden imal edilen, ağrısız eklem hareketi için tasarlanmış özel parçalar ile kaplanarak yapay bir eklem oluşturulması olduğunu belirten Op. Dr. Mustafa Anter, ilk kez 1968 yılında uygulanan diz protezinin, cerrahi teknikler, kullanılan maddeler ve tasarım alanındaki ilerlemeler sayesinde geliştirilerek günümüzde çok daha başarılı bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.
"Hastaların yüzde 90’ından fazlasında diz ağrılarında belirgin bir azalma elde edilir"
Ameliyatın 1-2 saat arasında sürdüğünü ifade eden Op .Dr. Mustafa Anter, ameliyat sonrası ağrı kontrolü için sıklıkla epidural veya damar yoluyla ilaç veren ağrı pompaları kullanıldığını vurguladı. Ertesi gün diz hareketlerine başlanıldığını ve yardımla ayağa kalkıldığını anlatan ifade eden Op. Dr. Anter, "Oda ve koridor içinde rahat yürüyebilir hale geldiğinizde hastaneden taburcu olabilirsiniz. Bu süre, hastadan hastaya çok farklılık göstermekle birlikte 3 ile 7 gün arasında değişebilir." dedi.
Total diz protezi yapılan hastaların yüzde 90’ından fazlasında diz ağrılarında belirgin bir azalma ve yürüme/merdiven inip çıkma gibi günlük yaşam aktivitelerini yapmada belirgin bir iyileşme elde edildiğini anlatan Op. Dr. Anter, “Hastaneden taburcu olduğunuzda bir destek kullanarak, ev içinde yürüyüş yapma imkanınız olacaktır. Ağrınızın belirgin olarak düzelmesi ve bağımsız sokağa çıkmanız, her hasta için farklı olmakla birlikte 4 ila 8 hafta arasındadır. Total diz protezi sonrası koşma, sıçrama gerektiren sporlar ve ağır işlerin yapılması uygun değildir, bu tip aktiviteler protezin ömrünü kısaltacaktır. Yürüyüş, golf, yüzme gibi zorlayıcı olmayan sporlar yapılabilir" ifadelerini kaydetti..
Araba kullanmakta bir mahsur olmadığını ifade eden Op. Dr. Anter, cerrahiden önce bacakta var olan eğrilik ve şekil bozuklukları da ameliyat sırasında düzeltildiğini bu diz protezin ömrünü uzatacağını bildirdi. Özellikle kilolu hastalarda, hareket açıklığının daha az olduğunu belirten Op. Dr. Anter, ortalama hareket açıklığının 115 derece civarında olduğunu, bu nedenle diz protezi sonrası yere tam çömelmek veya namaz kılmanın sıklıkla mümkün olmadığını belitti.
"Diz protezlerinin ömrü günümüzde 15-20 yıla kadar uzamıştır"
Son yıllarda, diz hareket açıklığını artıran teknikler ve tasarımlar uygulanıyor olsa da, hastaların ayaklarını altlarına alıp oturmalarının diz protezinin uzun süreli sağ kalımı açısından sakıncalı olabildiğinin altını çizen Op. Dr. Mustafa Anter, "Total diz protezini oluşturan metal ve plastik parçalar, hareket sırasında ortaya çıkan sürtünmeye bağlı olarak zaman içinde aşınır. Aşınma ile ortaya çıkan ve gözle görülmeyecek kadar küçük metal ve plastik parçalarına karşı vücudun cevabı ile diz protezinin parçaları tutunduğu kemikten ayrılıp gevşeyebilir" dedi.
Op. Dr. Mustafa Anter, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uygun cerrahi teknik ve modern protez tasarımları kullanılarak yapılan diz protezlerinin ömrü günümüzde 15-20 yıla kadar uzamıştır. Gevşeyen diz protezleri, çoğu hastada ikinci bir ameliyat ile çıkartılıp yeniden protez yerleştirilebilir, ancak ikinci protezin ömrü, ilki kadar uzun değildir. Aşınma, gevşeme gibi sorunlara erken tanı koymak amacıyla, yakınmanız olmasa bile düzenli aralıklarla muayene ve röntgen incelemeleri ile diz protezinizin kontrol edilmesi uygundur."