Günümüzde çoğu hastalığın nedeni olarak gösterilen stres, vücuttaki çoğu organı etkilediği gibi diş çürükleri ve diş eti rahatsızlıklarına da yol açıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk, stresin ağız ve diş bakımını olumsuz etkileyerek ağız ve diş hastalıklarına neden olduğunu söyledi. Stresin aft oluşumu, TMJ Bruksizim, ağız kuruluğu, dişeti hastalığı gibi ağız sorunlarının meydana gelmesine neden olarak kişilerin ağız sağlığını etkileyebileceğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Somtürk, stresin insanlarda tütün veya alkol kullanımını, tütün ve alkolün risk faktörlerinin ise periodontal hastalığın oluşumunu etkileyebileceğini ifade ederek "2007 yılında Journal of Periodontology'de yayınlanan bir araştırma, stresin ağız hijyenine engel teşkil ettiğini ortaya koyuyor. Bu araştırmaya katılanların yüzde 56’sı stresin etkin bir şekilde diş fırçalamalarına ve diş ipi kullanmalarına engel olduğunu ifade etmiştir. İnsanlar stresli olduğunda, kortizol hormonu ortaya çıkar. Kortizol yüksek seviyelerde birikirse periodontal hastalığa neden olabilir" dedi.
Kronik stres diş eti hastalıklarına zemin hazırlıyor
Stresin vücutta ilk etkilediği organın diş ve diş etleri olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Somtürk, Batılı, gelişmiş toplumlarda orta yaş üstü bireylerde karşılaşılan çürük ve diş kaybı gibi ağız ve diş hastalıklarının arkasında psikolojik sebepler arandığını ifade etti. Kronik stresli bireylerde çok ciddi ağız kuruluğu oluştuğuna işaret eden Yrd. Doç. Dr. Somtürk, "Buna bağlı olarak da diş yüzeylerinde çürük oluşumunu engelleyen koruyucu tabaka oluşmaz ve sonucunda yoğun diş çürükleri meydana gelir. Özellikle 18-20 yaş altı genç ve çocuklarda görülen stres, ağız sağlığı açısından çok önemli. Ebeveynler, bu stresi önemsemediğinden dolayı tedbir almakta gecikiyorlar. Bu da ilerleyen yaşlarda büyük sorunlara yol açıyor. 12-20 yaş aralığında görülen stres, ileriki yaşlarda kanama, papil kaybı ve ağrı şeklinde görülen ciddi diş eti hastalıklarına zemin hazırlamaktadır. Strese giren çocuk ve gençler içine kapanıp, kişisel ağız ve diş bakımlarını ihmal ediyor. Ağız, diş ve eklem bölgelerinde görülen şikayetle gelen bu yaş çocuk ve gençlerde stres faktörünün değerlendirilmesi, tedavinin kalıcı olabilmesi ve ilerleyen dönemlerde problem yaratmaması açısından çok önemli" ifadelerini kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. Somtürk, stres faktörünün baş ve kulak ağrısına paralel olarak çiğneme esnasında eklem bölgelerinde ses oluşumuna, aşırı diş sıkmaya ve sonucunda diş yüzeylerinde aşınma ve diş kırıklarına neden olduğunu dile getirdi.
Diş kayıplarına yol açıyor
"Ağız bakımının ihmal edilmesiyle diş yüzeylerinde oluşan plaklar diş etlerinde hastalıklara neden oluyor. Gerekli tedbir alınmadığında ilerleyen yaşlarda diş kayıpları meydana geliyor" diyen Yrd. Doç. Dr. Somtürk, kronik stresin protez kullanan hastalarda ilerleyen dönemlerde ağız içini daha da kötü hale getirerek kansere de davetiye çıkardığına dikkat çekti ve "Yaşam kalitesi iyi, stresi olmayan insanlarda vücudun dişlerden kaynaklanan bir enfeksiyonu yapılacak tedavi ile ortadan kaldırabiliyor. Ama uzun süreli stres altında olan bireylerde bu tablo kiste, daha sonra da tümöre dönüşebiliyor. Kist de ihmal edilip, tedavi edilmezse ilerleyen dönemlerde kansere dönüşebiliyor" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Somtürk, "Bunlar, stres varken görülebilen ağızla ilgili sadece birkaç sorundur. Bu sorunlardan herhangi birisini yaşıyorsanız diş hekiminize başvurun. Besin değeri yüksek bir beslenme şekli benimseyerek, her gece doğru miktarda uyuyarak ve anksiyete veya gerginliği azaltmak için egzersiz yaparak stresi düşürmeye çalışın" önerisinde bulundu.