Medicana International Ankara Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tek, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü nedeniyle yaptığı açıklamada kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olan akciğer kanserinde sigara kullanımıyla çok sıkı bir ilişki olduğunu hatırlatarak, hastalığın tipik bulgusu olmayıp şikayetlerin çoğunlukla sigara kullanımına bağlanarak ihmal edildiğini belirtti. Hastalığın erken evre tanısının yüzde 25'i geçmediğine işaret eden Dr. Tek, "Genellikle ve ne yazık ki hastalar bize lokal ileri ve ileri evrede başvurmakta" dedi.
Prof. Dr. İbrahim Tek, "Akciğer kanserinin tipik bir bulgusu yoktur. Genelde ileri dönemlerde kanlı balgam, kan tükürme, öksürük gibi şikayetlerle doktora başvurulur. Bunun dışında açıklanamayan kilo kaybı, ateş gibi genel bulgular dışında eğer metastaz varsa etkilediği organa özgü şikayetler olabilir. Örneğin beyin metastazında baş ağrısı, denge kaybı, nöbet geçirme; kemik metastazında kemik ağrısı, kendiliğinden kemikte kırılma gibi" ifadesini kullandı.
“Yeni ilaçlar sağ kalım oranını artırabiliyor”
Akciğer kanserinin türüne göre tedavide kemoterapi, cerrahi ve radyoterapi uygulamalarının tercih edildiğine işaret eden Tek, çoğunlukla ileri evrede teşhis konan bu kanserin öncelikli tedavisi olan kemoterapinin ise yan etkilerinden dolayı hastalarca zorlukla tolere edilebildiğini aktardı. Prof. Dr. Tek, şöyle devam etti:
"Onkolojik alandaki ilerlemelere bağlı olarak son birkaç yılda küçük hücre dışı akciğer kanserinde tedavi alanındaki yeni ilaçlar sağ kalım oranlarını arttırmaktadır ve yan etkileri kemoterapiye göre daha azdır. Bu tedavilerdeki en büyük sorun ilaç maliyetidir. Kemoterapi tedavilerine göre maliyetleri daha yüksektir. Tedavinin devam edeceği süre belirsiz olup, hastaya göre karar verilir. Tedavinin başlarında bağışıklık sistemi aktive olduğu için hastalık bölgeleri büyümüş, hastalıkta artış varmış gibi görülebilir. Hastanın genel durumu iyiyse tedaviye genellikle devam edilmektedir. Tedavinin devamında bu durum genellikle normale döner."
Tek, kanserden korunmanın tedavi olmaktan daha kolay, rahat ve ekonomik olduğuna işaret ederek, "Sigara içmek bu hastalığın en büyük sebebidir. Sigarayı hayatımızdan çıkarırsak daha sağlıklı günlerin bizi bekleme ihtimali yüksektir" dedi.
“İçilen 15 sigara bile kansere dönüşebilir”
"Genetik miras olarak bize geçen hasarlı DNA'ların oluşturduğu kanserlerin oranı, tüm kanserler içinde küçük bir bölümü oluşturmakta" diyen Medicana International Ankara Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Oysul ise, şunları kaydetti:
"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre sigara içenlerin sayısı artmaya devam ederse sigara 21. yüzyılda 1 milyar ölümden sorumlu olabilecek. Her sigara DNA'ya zarar verir, fakat çalışmalar içilen 15 sigaranın kanserli hücreye dönüşebilecek kadar yoğun hasara yol açtığını göstermiştir. DNA hasarının kansere dönüşmesi 10 ila 20 yıl alır. Bedenimiz bir miktar hasara dayanabilir fakat hasar miktarının artması vücudun sınırını da aşar ve kanser ortaya çıkar. Tedavi imkanı az olan ve ülkemizdeki kanser ölümlerinin başında gelen akciğer kanserlerinin 5'te 4'ünden sorumludur. Akciğer kanserinin yanı sıra en az 13 farklı kansere daha neden olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Bu nedenle yol yakınken sigarayı bırakmak sizi kanserden kurtarabilir. Sigarayı bırakmak için önce karar verin, daha sonra hekiminize danışın."
"Sigaradandır" dediğiniz şikayetler kanser habercisi olabilir
"Sigaradandır" dediğiniz şikayetler kanser habercisi olabilir
Bursa Haber Portalı Bursa Haber Portalı
SAĞLIK
Genetik miras olarak alınan hasarlı DNA'ların oluşturduğu kanserlerin oranı tüm kanserler içinde küçük bir bölüm oluştururken, başta sigaranın bırakılması olmak üzere yaşam değişiklikleriyle kanserden korunmak mümkün oluyor.
Paylaş: