Bunun en önemli nedeni diyabetin böbreğin yedek dokusunu bitirmesidir” dedi.
Tüm dünyada böbrek hastalığının en sık nedeni olarak diyabet gösterildiğini bildiren Akçay, böbrek fonksiyonları normal gibi göründüğü halde bile çoğu zaman böbreklerin gerçek kapasitesinin yüzde 30-40'nı kaybettiğini ifade etti. Prof. Dr. Ali Akçay, “Yani gerek kan ve idrar, gerekse de ultrason bulguları ile tamamen normal böbrek fonksiyonlu olarak kabul edilen bir diyabet hastası, diyabetik olmayan kişilerle karşılaştırıldığında, araya giren çok basit bir sebebten dolayı kolaylıkla böbrek hastası olabilmektedir” diye konuştu.
Diyabete bağlı böbrek hastalığının geç fark edilmesi, önemsenmemesi ya da nefroloji uzmanına geç dönemde gönderilmesi durumunda hastalığın ilerleyerek hem yaşam süresini kısaltmakta hem de yaşam kalitesini çok düşürmekte olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ali Akçay, “Çoğu hasta diyaliz tedavisi ile yaşama tutunmak zorunda kalmaktadır” diye belirtti.
Diyabete bağlı böbrek hastalığının spesifik ve kesin bir tedavisi olmadığını ve ömür boyu kontrollü yaşamak gerektiğine işaret eden Akçay, yaşam tarzı değişiklikleri, kan şekeri kontrolü ve hipertansiyon kontrolünün en önemli basamaklar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ali Akçay, “Ayrıca diyabetik böbrek hastalığının ilerlemesini hızlandıran sigara, ürik asit yüksekliği, radyolojide kullanılan kontrast ajanlar, ağrı kesici ilaçlar, bazı antibiyotikler, idrar yolu enfeksiyonları ve cerrahi/girişimsel işlemler gibi faktörlere de dikkat edilmesi gerekmektedir. Bir şeker hastasına ne türlü tıbbi ve cerrahi girişim planlanırsa plansın mutlaka bir iç hastalıkları ve/veya nefroloji uzmanına danışılması doğru olacaktır.” şeklinde konuştu.