Eker, Almanya’da ifade özgürlüğünün ‘hapis cezası’ ile tehdit edilerek engellendiğini, namaz kılmak istediğini, ‘Camiyi kapatırız’ diye mukabele edildiğini söyledi. TGRT Haber’in konuğun olan Eker, bölücü terör örgütü PKK’nın lider kadrosunun Almanya’da ‘telekonferans’ ile miting yapabildiğine dikkat çekti.
“LORDLAR KAMARASI, ‘SİZİ ŞİMDİ ANLADIK’ DEDİ”
Londra’daki terör olayı üzerine konuşan Eker, “Türkiye olarak biz öteden beri, terörün bir bumerang gibi, bir gün Batı’yı da vuracağını söylemiştik. Ancak Avrupa’daki dostlarımız, bize inanmadılar. Talihsiz olay sonrası Lordlar Kamarası’ndaki bir milletvekili arkadaşımı hemen aradım; açmadı. Arkasından mesaj gönderdi; ‘Merak etme; ben iyiyim, ancak parlamento bloke oldu’ dedi. Sonra bir cümle daha yazdı; bu çarpıcı ‘Şimdi bu işin ne demek olduğunu daha iyi anlıyor gibiyim’ dedi. Terör belasını Batı, yeni yeni yaşıyor. Avrupa’nın sorunu aslında şu; hem merkez sağ hem de merkez sol güçlü bir lider eksikliği yaşıyor. Bu da bir boşluk oluşturuyor; yabancı düşmanlığı, İslamofobi, aşırı uç söylemleri besliyor. Dünyayı tehdit eden DEAŞ ve PKK gibi yapılar, buralarda zemin bulabiliyor. Paris, Berlin, Londra Her yer, herkes bunu yaşıyor. Şu anda steril bir ülke yok. Bütün Batı ülkeleri, enfekte Ancak hâlâ Batılılar, enfeksiyonun farkında değil. Bünyelerinde ağır tahribata yol açacak bir sürece girdiklerini henüz göremiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
“TERÖR İLE MÜCADELE İÇİN KÜRESEL İŞBİRLİĞİ ŞART”
Mehdi Eker, Avrupa Birliği’ne seslenerek, “Dünyanın daha güvenli bir yer olması için Türkiye’deki çoğulculuktan faydalanmaları gerekiyor” dedi ve şöyle devam etti: “Terör için bir küresel işbirliği gerekiyor. Nihayetinde kıta Avrupa’sında bir ülkeye girmek ile bir ada ülkesine girmek ve en güvenli yer olan parlamento yakınında terör eylemi yapmak aynı şey değil. Terörle küresel, topyekün bir mücadele konusunda samimiyet göstermemiz gerekiyor. Türkiye’de bu vahşet yaşanınca farklı, Fransa, Almanya, İngiltere’de olunca başka bakıyor, yaklaşıyorsak; burada bir çifte standart vardır. Bunu da insanlık ailesi görüyor; kimse görülmüyor zannetmesin. Nereden, kimden gelirse ve kime karşı olursa olsun biz, terörist eylemi, terör faaliyetlerini, terörizmi lanetliyoruz.”
“HANNOVER’DE 1 YIL HAPİS CEZASI İLE TEHDİT EDİLDİK”
12 Mart’ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam’da sınır dışı edilmesinden sonra Mehdi Eker de 17 Mart’ta Hannover’de antidemokratik engelleme ile karşılaştığını hatırlatarak, “Siyasi faaliyet yapıyoruz gerekçesiyle bizim, Almanya ve Hollanda’daki toplantılarımızı iptal edenler; aynı gün PKK’ya açık alanda, binlerce kişiyi bulan mitingler yaptırdılar. Geçtiğimiz cuma günü, Hannover’de daha havaalanı kapısında polisler önümüzü kesti. Yanlarındaki bir evraktan okuyarak, ‘Siz buraya oy istemek için geldiniz. Burada siyasi toplantı yapmanıza müsaade edemeyiz’ dediler. Benim ‘1 milyon 440 bin’ vatandaşım var ve milletvekili seçimi değil; halk oylaması yapıyoruz; ancak insanların bilgi edinme haklarını ellerinden alıyorlar. Polise; demokrasi, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını da içeren ‘Kopenhag Siyasi Kriterleri burada geçerli değil mi?’ diye sordum. Ardından bir mektup gösterdiler; Hannover Belediye Başkanı imzasıyla Karşı koyarsak, faaliyetlerimizde eğer ısrar edersek, bir yıl hapis cezası ve para cezası kesilerek muamele edileceği yazıyor. İtiraz hakkınız mevcut, ancak ceza-i uygulama geciktirilmeyecektir; çünkü sonuç alınıncaya kadar siz gerekli çalışmanızı yapmış olursunuz. Yani; o nedenle, ‘itiraz hakkınız da kapalıdır’ demeye getiriyor. İfade özgürlüğümüzü kısıtlayan bu antidemokratik, siyasal uygulamaları, uluslararası mahkemelere taşıyacağız” diye konuştu.
“NAMAZ KILMAK İSTEDİK, POLİS ‘CAMİYİ KAPATIRIZ’ DEDİ”
Eker, Almanya’nın Hannover kentinde polislerle bir müddet köşe kapmaca oynadıklarını ifade ederek, “Alman gazeteler, kendi internet siteleri üzerinden navigasyon vasıtasıyla benim nerelere girip çıktığımın lokasyonlarını paylaştı. Bir manada; beni hedef gösterdiler. Nitekim, bir lokantada PKK’lılar ile karşılaştık. Orada sloganlar attılar. Aynı PKK’lılar bir müddet sonra haber aldığımız üzere bizim girip çıktığımız mekanların sahiplerini, bizi misafir ettiler diye tehdit etmeye başlamış. Almanya Polisi bu ölüm tehditlerine ise kayıtsız kalmayı tercih ediyor. Bir cami ziyaret etmek ve namaz kılmak istedik; polisler ‘camiyi ibadete kapatırız’ diye tehdit etti. Eğer ihlâl söz konusu olursa; ‘20 bin Euro’ da para cezası kesilecekmiş. Parası mesele değil de; bizim yüzümüzden insanlar mağdur olmasın diye vazgeçtik. Toplantı yapacağımız salonların sahibi işletmelere de ihtarnameler geçiliyor; ‘Buna müsaade ederseniz, sözleşmelerinizi iptal eder, mekanınızı kapatırız’ diye baskı yapılıyor. Yani; özetle, bir sistematik bir ‘hayır’ kampanyası yapılıyor. Bu da şunu gösteriyor; Türkiye badire, tuzakları bir bir aşıyor; geçtikçe engellemeler artıyor, büyüyor” dedi.
“16 NİSAN KABUSLARI; ÇÜNKÜ ‘KALKINMA’ ARTACAK”
Berlin Havalimanı’nın çok uzun yıllardır bitirilemediğine dikkat çeken Eker, “Ancak biz, 3. Havaalanı’na başladık, bitiriyoruz. 29 Mayıs 2013’te, Gezi Olayları’nın patlak verdiği gün temeli atılan 3. Köprü bitti. Türkiye’nin böyle uluslararası çapta, mega projeleri hayata geçirmesi birilerinin menfaatine dokundu. Almanya’yı, Hollanda’yı rahatsız eden işte bu Türkiye’nin büyük projelerle kalkınıp onlarla arasındaki farkı açmaya doğru yönelmesi Bakınız, Brexit’le İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Çünkü birlikteki ekonomik çıkmazdan etkilenmemek için kendini dışarı attı. Yakında AB diye bir şey de kalmayacak zaten. Avrupa parçalanma ve dağılmanın eşiğinde Bunun yanında da Türkiye yükselişini sürdürüyor. Bir de bu referandum meselesi kabûsları oldu. Türkiye’nin bir sistem değişikliği ile eğer önü açılır da istikrar sağlanırsa; durdurulamayacağını kestiriyorlar. Türkiye’nin önünü açacak oylama yüzünden geçmişte gizli saklı yaptıkları tüm engelleme faaliyetlerini artık açıkça, ulu orta yapıyorlar” açıklamasında bulundu.