Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında saat 19.45’te başlayan Bakanlar Kurulu sona erdi. Çankaya Köşkü’ndeki toplantı 3.5 saat sürdü. Toplantının ardından Bakanlar Kurulunun gündemine ilişkin açıklamada bulunan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Bakanlar Kurulunda, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde ki gelişmeler ve Hollanda’nın Türkiye’ye karşı tutumunun ele alındığını bildirdi. Bir yıldır çalışmaları sürdürülen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ki gelişmeler ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin bilgilendirmede bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Şırnak, Cizre, Yüksekova, Silopi, Sur, Nusaybin ve İdil ilçeleri tek tek ele alınarak, özellikle terörden ciddi anlamda zarar görmüş bu illerdeki imar faaliyetleri gözden geçirilmiş, yapılan işler ve bundan sonraki yapılacak işler değerlendirilmiştir. Toplam maliyeti 9.2 milyar TL dolayında olan imar faaliyetlerinin yaklaşık 2.1 milyarlık kısmı tamamlanmış, 25 bin konut vatandaşlarımızın kullanımına hazır hale getirilmiştir. Bundan sonraki süreçlerde de hızlı bir şekilde geri kalan işler tamamlanacaktır.”
“Türkiye’nin hakkını, onurunu, iffetini koruyacak bir kararlılığa sahibiz”
Bakanlar Kurulunda ele alınmış olan bir diğer hususun, Hollanda’nın Türkiye’ye karşı takındığı tutum ile ilgili siyasi yaptırımların olduğunu belirten Kurtulmuş, “Türkiye’nin hakkını, onurunu, iffetini koruyacak bir kararlılığa sahibiz, bütün vereceğimiz cevapları ve reaksiyonları herhangi bir refleksle değil, devlet aklıyla ve Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışan bir vakar içerisinde ortaya koyuyoruz. Bu gerilim, kriz, kaos, adına ne derseniz deyin bizim çıkardığımız bir kriz değildir. Bunun sorumlusu Türkiye değildir. Türkiye, bu krizin sorumlusu olmamasına rağmen bundan sonraki süreçte sorumlu ve kararlı bir şekilde hareket edecek ve Türkiye ile Hollanda halkının karşı karşıya kalmaması için önemli gayret sarf edecektir. Türkiye ile Hollanda arasında karşılıklı ilişkiler var. Türkiye ile orada yaşayan 460 bin kişilik bir diasporamız var. Bu insanlarımızın her birinin hakkını, hukukunu koruyacağız” ifadelerini kullandı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Hollanda’ya destek mesajı vermesini ile ilgili de bir değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bu söylediğim durum 5-6 senedir sadece Hollanda’yı değil, birçok Avrupa ülkesini etkileyen yeni siyasi durumdur. Özellikle göçmenler üzerinden başlatılan yabancı düşmanlığı. Bu yabancı düşmanlığının aynı zamanda islamofobik çevrelerin körüklemesi ile birlikte çok ciddi şekilde yükseltilmesi ve özellikle bu islamofobinin de Türkiye karşıtlığı üzerinden örgütlenmesi. Bunlar tesadüfi değildir. Bunlar maalesef siyasette yeni bir dalganın gelişmesine karşı, aslında kendileri ırkçı olmayan siyasi akımlarında bu dalganın etkisinde kalmasının sonucudur. Avrupa gibi uzun süre faşizmden çok çekmiş bir kıta için konuşuyorsak, yeniden çok yakın tarihlerini gözden geçirsinler, düşmanlıkların, ırkçılıkların, karşı dinden olanlara ne büyük bedeller ödettirildiğini hatırlasınlar ve bu tavırlara karşı kendilerini korumak için tedbir alsınlar. Almanya’da da, Fransa’da da, Hollanda’da da, Belçika’da da birçok Avrupa ülkesinde maalesef makul ve mutedil ve liberal Avrupalıları da endişelendiren, onları da utandıran bu ırkçı dalga herkesi etkisi altında tutuyor. Bu etkiden kurtulmaları lazım. Bu etki altında makul adımlar atılamaz. Bu Avrupa’nın yakın geleceği için büyük bir tehlikedir. Bir müddet sonra karşıtlığı üzerinden konuşacakları göçmenleri bulamayabilirler. Bir müddet sonra yabancılara karşı karşıtlık üzerinden konuşacak fırsat bulmayabilirler ama bu düşmanlık birbirlerine düşman olması sonucunu doğurur. Geçmişleri, tarihleri bununla ilgili birçok konuyla doludur. Herkesin dikkatli olması lazım.”
“Mülteciler meselesinde takındığımız tavrı gözden geçiririz”
AB Bakanı Ömer Çelik’ın ‘Mülteciler konusu yeniden gözden geçirilmeli’ açıklamalarına da değinen Kurtulmuş, “Bütün dünya mülteciler konusunda konuşur, sadece laf söylerken, biz 6 senedir 3 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimizi mülteci olarak kabul ettik ve 10 milyarlarca dolar masraf ettik. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, Batı dünyası mülteciler meselesini kendisini ilgilendirmeye başladığı anda göz önüne almaya başladı. Bizim için mülteciler meselesi bir insanlık sorunuydu ama Batı ülkeleri için mülteciler meselesi bir şark sorunuydu. Halen de öyledir. Ne zaman ki kendilerini rahatsız etmeye başladılar, döndüler dediler ki; Türkiye sizle anlaşalım, siz mültecileri oralarda tutun, bizde size onun karşılığında serbest dolaşımı verelim. Müzakereler yapıldı, bire bir anlaşması yapıldı. Biz üzerinde söz verdiğimiz hususları yerine getirdik ama AB bunları yerine getirmedi. Dolayısıyla, o anlaşma konuşulanların hepsi bir tarafa gitmiş oldu. Kusura bakmasınlar. Biz bu mültecilerin hepsini kardeşimiz olarak görür, dünyada kimse onları görmese onlara yardım etmeyi bir insanlık vazifesi biliriz. Mülteciler meselesi, bütün bölgenin, coğrafyanın ortak sorunudur ve onlarında elini taşın altına koymaları gerekir. Biz bu çerçevede gerekirse gerekli adımları atarız ve mülteciler meselesinde takındığımız tavrı gözden geçiririz” dedi.
Bir basın mensubunun, “Hollanda ile yaşanan kriz sonrası Avrupa Birliği ülkelerden arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunan ülkeler oldu mu?” sorusuna Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
“Birçok Avrupa ülkesinde bu sene seçim var. Tamda seçimlerde oyları birkaç sene evvel yüzde 5-6 olan partiler şuan da kamuoyu yoklamalarında çok önde görünüyorlar. Bu partilerin beslendiği yer, Türkiye düşmanlığı, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı. Maalesef Avrupa siyasetinde birçok Avrupa ülkesinde anaakım siyasetçilerde bu etkinin arkasında kalıyorlar. Keşke siz bu soruyu kalacak durumda kalmasaydınız. Her konuştuğunda insan haklarından, demokrasiden, katılımdan, fikir özgürlüğünden bahseden Avrupa Birliği, kurumsal olarak Hollanda’nın yapmış olduğu bu barbarlığı kınasaydı. AB içerisinde dostumuz olan ülkeler tek tek üzüntülerini, geçmiş olsun dileklerini ifade eden sözler söyleseydi. Ama maalesef böyle bir durumla karşılaşmadık.”