Hak-İş 11’inci Uluslararası Kadın Emeği Buluşması bir otelde düzenlenen programla gerçekleştirildi.
Kısa film gösterimiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan Hak- İş Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, Hak-İş olarak kadın konusunda özgün ve hakkaniyetli duruşlarından hiçbir zaman ödün vermediklerini belirterek, kadın çalışmaları konusunda bölgesinde öncü bir sendika olduklarını ve projelerde kadın odaklı maddelere yer verdiklerini söyledi.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün bir kutlama değil anma olduğunun altını çizerek, “Kadınların yaşadığı uzun yıllardan bu tarafa devam eden yanlışlıkları, haksızlıkları, adaletsizliklere karşı meydan okumanın anılmasıdır. Kaybettiklerimizi de onları anmak ve onlara rahmet dilemek için bugünleri de değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu.
Dün olduğu gibi bugün de kadınlarının benzer sorunları yaşadığını dile getiren Arslan, “Maalesef dünyanın iki yüzlü, standartları çok fazla ve insanın derisinin rengiyle coğrafyayla, konuştuğu dil ile, inançlarıyla ayrıma tabi tutan bu yeni dünya düzenine yazıklar olsun. Dün Suriye’den savaştan kaçıp batıya sığınmak isteyenlerin sadece derisinin rengi, konuştuğu dil ve inançlarından dolayı kapılarını kapatanlar bugün sarışın, mavi gözlü ve beyaz tenli olduğu için kapılarını sonuna kadar açanlara yazıklar olsun” açıklamasında bulundu.
Programda bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise şunları kaydetti:
“Haram yeme doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Kimseyi kandırma. Kanaatkar ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol. Böyle adeta hassas terazi üzerine kurulmuş çalışma kültürümüzde kadınlarımızın da her zaman önemli rol üstlenmiş, önde olmuş ve başlar üstünde tutulmuştur.”
“Her birinizin 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum”
Oktay, HAK-İŞ Konfederasyonu Kadın Komitesi’nin "Kadına dair her politika; inancımızın, coğrafyamızın, kültürümüzün ve örfümüzün izlerini taşısın" sözleriyle bir taraftan dışarıdan dayatılan fikirlere karşı yerli ve milli hak arayışını temsil ettiklerini belirterek, “İş-özel hayat dengesini kadın-erkek, genç-yaşlı toplumun tüm kesimleri için istiyor, mücadelenizi insanı eşref-i mahlukat olarak gören bir perspektifle yürütüyorsunuz. Çetin mücadelenizi, örnek sendikacılığınızı, birliğinizi, beraberliğinizi, dayanışmanızı takdirle izliyorum. Bugünden her birinizin 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum” dedi.
“Bugün helalleşmeye çalışanlar var ya, fırsat buldukları an, yarın aynı şeyleri tekrarlayacağından zerre kadar şüpheniz olmasın”
Kadınlara seslenen Oktay, “Siz gücümüze güç kattığınız müddetçe 8 Mart’lar anlamlı olacaktır. Sizlerin desteğiyle kadınlarımız, toplumun hiçbir alanında çifte standartla ön yargı duvarlarıyla haksızlıkla hukuksuzlukla karşılaşmayacaktır. Sizin dik duruşunuz ve azminiz olduğu müddetçe artık kimse bu milletin kadınlarına hiçbir yerde had bildirme hadsizliğini gösteremeyecektir. Bugün helalleşmeye çalışanlar var ya, fırsat buldukları an, yarın aynı şeyleri tekrarlayacağından zerre kadar şüpheniz olmasın” dedi.
Oktay, sendikal örgütlenmenin kolaylaştırılmasından iş güvenliği düzenlemelerine, kayıt dışı istihdamın azaltılmasından kadınların çalışma hayatına katılımının teşvik edilmesine kadar işçilerin yıllarca çözülmeyen sorunlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde çözüme kavuşturulmakta olduğunu ifade ederek, asgari ücret artırımı ve salgın döneminde istihdamın korunması gibi atılan adımların her dönemde işçilerin yanında olduklarının göstergesi olduğuna dikkati çekti.
“Kadına yönelik şiddet ile mücadele paketini en kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisimiz gündemine alacaktır”
Kadın haklarını korumaya, ayrımcı uygulamaları ortadan kaldırmaya yönelik ciddi mevzuat düzenlemelerin yapıldığının altını çizen Oktay, “Kadına yönelik şiddetin, haksızlığın, kötü muamelenin doğrudan doğruya insanı hedef aldığına inanarak bu olguyla da kararlı şekilde mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele araçlarımızı daha güçlü ve etkin hale getirmek için kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Mücadele altyapımızı güçlendirecek çalışmalarda son aşamaya gelmiş durumdayız. Bu paketi en kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisimiz gündemine alacaktır” diye konuştu.
Oktay, dünyada Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılığın arttığını, dışlayıcı politikaların yaygınlık kazandığını ve aile kavramının erozyona uğradığını belirterek, ailesinden, değerlerinden koparılarak savunmasız bırakılan kadınları, emeği ve bedeniyle istismar etmenin “özgürlük” olarak anılmaya başlandığını dile getirdi.
“Ukrayna’da ateşkesin sağlanması, insani koridorların açılması ve müzakerelerin barışla sonuçlanması için yoğun çaba veriyoruz”
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın mağdurlarının, tüm savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar olduğuna vurgu yapan Oktay, “Vicdanların çölleştiği günümüzde Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye olarak yine hak, adalet ve barış odaklı bir politika benimsemiş durumdayız. Ukrayna’da ateşkesin sağlanması, insani koridorların açılması ve müzakerelerin barışla sonuçlanması için yoğun çaba veriyoruz” dedi.
“İnsanlığın öldüğü hiçbir savaşta kazanan yoktur ve asıl yaralayıcı olan kullanılan silahlar değil anaların gözyaşıdır”
Kadınların ve çocuklarının gözyaşlarının dinmesini, ailelerin dağılmamasını ve yuvaların yıkılmamasını temenni eden Oktay, “İnsanlığın öldüğü hiçbir savaşta kazanan yoktur ve asıl yaralayıcı olan kullanılan silahlar değil anaların gözyaşıdır. Çünkü o yaşlar arşı titretir. Ateşkes çağrımızı yinelemeye ve bölgemizde barış ve istikrar için çok yönlü diplomatik girişimlerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.