Partisinin Trabzon’da düzenlediği anayasa değişikliği ve referandumla ilgili toplantıda konuşan Deniz Baykal, Trabzon’un sadece Karadeniz bölgesinin değil, Türkiye’nin en önemli siyaset, vatanseverlik merkezlerinden biri olduğunu hatırlattı.
”Bugün huzurunuza bir siyasi parti temsilcisi olarak çıkmadığımı ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum” diyen Baykal, “Bugün burada sizlerle bir günlük güncel siyaset konusunu sıcak siyaset tartışmasını konuşmak için bir arada değiliz. Önümüzdeki konu siyasi parti konusu değil. Önümüzde ki konu memleket, millet, devlet, Türkiye konusu. Biz de bunu bu anlayışla konuşacağız...Bir Anayasa değişikliği projesi ortaya atıldı. Hep konuşulurdu, ama herkes değişik nedenlerle bir anayasa değişikliğini destekleyen tutum içindeydi. Herkes daha iyi daha sivil, özgürlükleri güvence altına alacak, hukuku bağımsız ve tarafsız hale getirecek, etkin kılacak, Türkiye’ye yakışan bir anayasanın ortaya çıkmasını istiyordu destekliyordu. Ama bu son proje ortaya çıkınca anladık ki hiç de öyle herkesin zaten uzun süreden beri dile getirdiği türden bir anayasa değilmiş..
Bu projeye baktık nereden çıktı diye.. Projesinin sahibi gözükmüyor. Sahibi perde arkasında. Ön planda yok. Bu projeyi önerecek olan insanların imzalarını boş kağıtlara aldılar. Yani bu anayasa değişikliğini meclise sunan milletvekili arkadaşlarımız neyi sunduklarını bilmeden imza attılar. Boş kağıtları imzalayıp doldurdular, üst yazıldı, onlar da nasıl bir anayasa değişikliği istediklerini onu gördükten sonra fark ettiler. İşin başında gariplik var. Böyle anayasa değişikliği olur mu arkadaşlar. Kuşaklar boyu yürürlükte olacak, bütün Türkiye’yi ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.
Baykal, “Anayasa dediğiniz milli mutabakatla olur. Anayasa partilerin üstünde bir şey olur, kucaklar ülkeyi” diyerek yapılan anayasa değişikliğinin mutabakatla hazırlanmadığına vurgu yaptı. Baykal “Bu anayasada mutabakat yok. İçeriği bile bilgilendirilmeden, bırakın milleti milletvekilleri bilgilendirilmeden bir yerlerde pişirilmiş kotarılmış. Bu işin içinde bit yeniği olduğu başından beri belli. Kendine güvenen insan anayasayı saklar mı? Oldu mu bu, olmadı. Doğru dürüst tartışma olmadan meclis aşaması bitirildi. Şimdi millet aşaması geldi. Millet bu konuyu oylayacak. Millet önünde iktidar tarafından yapılan açıklamalar, maalesef konunun esasının millet tarafından anlaşılmasını sağlamaya değil de şu nedenle bu nedenle olup bittiye getirip bunu kabul etmemeyi bir suç haline dönüştürüp bunu beğenmeyenleri karalayıp suçlayıp, ötekileştirip bir olup bittiye kabul ettirir miyiz anlayışı şeklinde kampanyaya götürür hale gördük” dedi.
“Yüzde 50’nin yüzde 100’ü iptal etme yetkisi var”
Baykal, yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini de eleştirerek "OHAL ilan etme yetkisi var tek başına. Meclisi fesh etme yetkisi var tek başına. Meclis milletin yüzde yüzü, Cumhurbaşkanı dediğiniz en fazla yüzde ellinin üstü.. Yüzde 50 ile yüzde yüzü iptal etme yetkisi var. O yüzde 50’de milletin yarısı yok. Hepsinin olduğu bir organı, millet meclisini fesih edecek. Ne haklı. Başbakanlık yok. Bakanlar kurulu yok Ne mahkemesi var, ne yargısı var, hiç biri yok.. İşte bakanlar bunlar diyecek. Bütçeyi kim yapacak, ‘Benim memurlarım, benim görevlendirdiğim insanlar’ 700 katrilyon bütçeyi onlar harcayacak. Kimse karışamayacak. Kimsenin bunu soru sorma hakkı bile yok. O nedenle biz buna tek adam anayasası dedik. Tek adama bu yetki verilir mi? 80 milyonuz arkadaşlar Türkiye’yiz. 600 yıl bir imparatorluğu ayakta tutmuş bir milletiz. Olmadık koşullarda dim dik bir Türkiye Cumhuriyeti kurarak ve bu bölgede 100 yıl yaşatarak bu günlere getirmiş bir milletiz" şeklinde konuştu.
“Kim bana terörist diyecekse, alnını karışlarım”
Baykal, Anayasa’nın tamamına karşı olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kim bana terörist diyecekse, alnını karışlarım. İnşallah Trabzon’da da aslan gibi hayır çıkaracaksınız, terörist kimmiş, Trabzon kimmiş öğreteceksiniz. Evet çıkarsa ne olur, hayır çıkarsa ne olur. Evet çıkarsa milletin yüzde 51’inin oyuyla yüzde 49’u dışlanarak güya hepimizin içine sindirmemiz gereken anayasal düzen Türkiye’ye dayatılır. Yüzde 51 ile anayasa yapılır mı? Şimdi bu getireceğin de Türkiye’deki bütün yüz yıllık düzeni allak bullak edecek maceraya açık, bilinmeyen süreç. 7 bin tane kanun çıkacak. Memurun hukukundan, güvenilirliğine, işçinin biriktirdiği paraya kadar her şeyin tehlikeye girdi, eyalet uygulamasının gündemde olduğu, geleceğin kime ne getireceği tahmin edilemediği karmakarışık düzen.”
"Arkadaş sen neyin peşindesin?"
"Şimdi Avrupa işi çıktı. Oradan acaba mağduriyet üretebilirmiyiz, oradan bir katkı destek sağlayabilirmiyiz" anlayışının hakim olduğunu iddia eden Baykal "Avrupa işinden bir şey çıkmaz. Avrupa işi artık anlaşıldı ki karmaşık bir iş. Konuşulduğu gibi değil. Orada bir seçim var, burada bir seçim var. Adamlar dün seçim yaptılar. Onlar diyor ki 'bu işler nezaketle oluyor, izinle oluyor. Ya bize müsaade edin. Bizim seçimimiz var seçimden sonra bakalım' diyorlar. 'Hayır biz şimdi geleceğiz' diyor bizim bakan. 'Ya bu olmaz, istemiyoruz' diyor. 'Olsun ben geliyorum ne yapacaksan yapta görelim' diyor. Şimdi arkadaş sen neyin peşindesin ? Bir dalaşma, gerginlik çıkarmak oradan nemalanmak arayışı içinde misin, yoksa orada gidip vatandaşlarınla konuşma derdinde misin ?
Her ülke egemen. Kendi içinde hukukuna göre işi götürür, yabancı bir ülkenin gelip bir başka bir ülkenin sınırları içinde kendi siyasetiyle ilgili çalışma yapmasına izin verme zorunluluğu diye bir şey yoktur. 'Sen bizi kabul etmek zorundasın' deme hakkımız yok. Elbette böyle bir sorun karşısında o ülkenin yetkililerinin bizim bakanı sınır dışı etmeleri insanlığa da sığmaz hukuka da sığmaz, hakka da sığmaz nezakete de sığmaz. O ayrı bir iş, onun tepkisini gösterelim" görüşlerini savundu.
Öte yandan konuşmasının sonunda Baykal'a isminin yazılı olduğu Trabzonspor forması hediye edildi.