Mersin’in Tarsus ilçe Belediyesi, baharın gelişini kutlamak amacıyla Bahar Şenliği düzenledi. Şenlikte vatandaşlara binlerce fidan dağıtılırken, etkinliklerde renkli görüntüler oluştu.
Tarsus Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü organizesinde düzenlenen şenliğe çok sayıda vatandaş katıldı. Gönüllü 600 çiftçiye ve vatandaşlara dağıtılan 8 bin fidan, hem toprak anayı yeşillendirecek hem de fidanların yetişip büyümesi ile ağaçlar meyve verecek. Meyve ağaçlarının yanı sıra dağıtılan aromatik bitki fidanları kök salıp büyüdükten sonra sağlık alanında ve kozmetik sektöründe kullanılan ürünlere dönüşecek. Şenlikte, Tarsus Belediyesinin bünyesinde bulunan kreş öğrencilerinin doğa temalı gösterilerinin ardından, 4 yaş grubunda bulunan 2 kız öğrencinin İstiklal Marşını ezbere okumaları takdir topladı. Ardından Güner Yüksek Kadın Yaşam Destek ve Dayanışma Merkezi Halk Oyunları Atölyesi Kadın Folklor ekibi davul zurna eşliğindeki oyunları etkinliğe neşe kattı. Etkinliğe, Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Belediye Meclis üyeleri, mahalle muhtarı, belediye birim müdürleri, çiftçiler ve vatandaşlar katıldı. Şenlikte vatandaşlarla bir araya gelen Başkan Haluk Bozdoğan, özellikle suyun ve gıdanın ne kadar önemli olduğunu pandemi döneminde daha iyi anladıklarını söyledi. Bu yüzden ilçeyi gıda anlamında daha üretken bir hale getirmeleri gerektiğini vurgulayan Bozdoğan, "Bu yüzden tarımda çeşitliliği arttırmak ve devamlılığı sağlamak amacıyla fidanlarımızı sizlerle buluşturuyoruz" dedi.
Gerçekleştirilen tarım çalışmalarına değinen Bozdoğan, "Kırsalda 83 mahallede 4 bin çiftçiye 60 bin tane fidan dağıttık. Bugün yaklaşık 600 çiftçi gönüllüye 8 bin tane fidan dağıtılacak. Gıda üretimi önemli bir konu, suyun ve gıdanın ne kadar önemli olduğunu pandemi döneminden sonra hepimiz anladık. Tarımın her kent için değeri ve önemi özellikle yeşilin anlamı elbette insanlarımızın bu pandemi döneminde sağlıkları açısından da ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Israrla bambaşka bir tarım dedik. Hep üzerinde bunun duraraktan tüm çiftçimize, küçük üretici çiftçilerimize küçükbaş hayvan üreticilerimize, yine süt üreticilerimize ulaşıp onların emeklerinin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve bunların da halk marketlerde halkımıza tüketiciye çok rahat bir şekilde ucuz bir fiyatla sağlıklı bir şekilde hijyenik olarak sunulmasını ortaya koyduk. Ne Adana’ya ne de Mersin’e nasip olan, Slow Food’u Tarsus’a getirdik. Yani ucuz, kaliteli, hijyenik üretimin, özellikle köylülerimizin elinden direkt olarak tüketiciye ulaştırılmasını sağladık. Ata tohumu çeşidini çok fazla arttırarak bu kentte artık bir şeylere gerçek milliyetçiliği ortaya koyaraktan sahip çıkmamız gerektiğini halkımıza anlattık. İkincisi üretimdi. Üretim bazında çiftçilerimize olan desteğimizdi. Üçüncü olarak ortaya çıkacak olan en değerli ürünlerden biri kooperatifler kadın kooperatiflerimizdi. Benim ısrarla söylediğim bugün ekonomideki en güçlü ama gerçekten en dinamik olan ev kadınlarımızdır. O ev kadınlarımızın ürettiği her şeyde belediye olarak satın alacağız diye söz verdik. Ben de bir üretici annenin çocuğuydum. İşçilik yapan akşamları iğne oyasıyla üç beş kuruş ekmek parası kazanan bir insanın okuttuğu bir evladım ben. O yüzden de evdeki kadınlarımızın değerini ve ekonomik gücünü çok iyi biliyorum. Dördüncü olay pazarlama olayıydı. Pazarlama bu ürünlerin gerçekçi bir şekilde ciddi bir şekilde dışarıya Ankara’ya, İzmir’e, İstanbul’a ki bununla ilgili 3 tane önemli belediye seçtik. Biri Sarıyer, biri Çankaya, biri Karşıyaka. Ürünlerimizin direk aktarımını sağladık" şeklinde konuştu.