Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürlüğü’ne bağlı Bursa Vakıf Kültürü Müzesi tarafından ‘Osmanlı’da Vakıf Medeniyeti’ konulu konferans düzenlendi. Vakıflar Haftası münasebetiyle hazırlanan program, Bursalıların yoğun katılımıyla Merinos Müze Galeri Alanı’nda yapıldı. Programın açılışında konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Şükrü Köse, vakıf kültürünün hem dinimiz hem de köklü medeniyetimizden gelen bir birikim olduğunu söyledi.
Vakıfların sadece Allah rızasını kazanmak için ihtiyaç sahiplerinin istifadesine sunulan kurumlar olduğunu belirten Köse, Osmanlı´nın ilk başkenti olan Bursa’nın aynı zamanda vakıf kültürünün de şekillendirildiği şehir olduğunu hatırlattı. Vakıfların asırlarca insanlığa hizmet ettiğini ifade eden Köse, “Özellikle Osmanlı adeta bir vakıf cenneti olmuş, vakıf devleti olarak tanınmıştır. Hiçbir karşılık beklemeden han, hamam, medrese, kütüphane, aşevleri ve camiler yapılarak insanlığın hizmetine sunulmuştur. Bu kıymetli kültürü, Bursa Vakıf Kültürü Müzesi ile gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak tarihimizin tüm eserlerini yeniden ayağa kaldırıyor ve koruyoruz” dedi.
“Ölümsüzlüğün tek çaresi vakıf kültürüdür”
Programın konferans kısmında ise ünlü Tarihçi, Yazar ve Profesyonel Rehber Talha Uğurluel vakıf kültürünü ve Osmanlı’daki örneklerini anlattı. Bursa Vakıf Kültürü Müzesi´ni çok beğendiğini belirterek, hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik etti. Her insanın ölümsüz olmak istediğini, bunun da vakıf geleneğiyle mümkün olabileceğini dile getiren Talha Uğurluel, vakıf kültürünün Peygamber Efendimizle birlikte Medine’de başladığını hatırlattı.
Hiçbir faninin bu dünyada kazandığını öbür dünyaya götüremeyeceğini anlatan Uğurluel, hayatta iken kazancın vakıf işlerine harcamanın önemine değindi. Devamlı olan bir vakıf işiyle amel defterinin de kapanmayacağını belirten Uğurluel, “Hepimizde ölümsüzlük arzusu var. Bunun tek çaresi vakıf kültürüdür. Tarihi şehirlerimiz vakıf kültürüne ait eserlerle doludur. Çünkü büyük insanlar hep asıl hayat için çalışmıştır. Hepimizin küçük veya büyük bir vakfı olmalı. Böylece amel defterimizin kapanmamasını sağlarız. Eskiden camiler yapılırken onun giderleri için etrafına han, hamam ve dükkanlar yaptırılırmış.
Çünkü ilerde cami için insanlar dilenmesin diye. Bugün Türkiye´de koskoca camilerin kapısında Diyanet dileniyor. ‘Boş geçmeyelim cemaat’ edebiyatı yapıyor. Kanuni ve hayırsever insanlar mezardan kalksa bize ne erdi acaba? ‘Koskoca Süleymaniye´yi kapısında dilenin diye yaptırmadım. Cami için etrafına birçok yapı kondurdum’ derdi. Ancak bizler zamanla bu yapıları gasp ettik, sattık, el koyduk. Şimdi kapıda mendil açıp ‘boş geçmeyelim cemaat’ diyoruz Bu çok çirkin. Eskiden sadece cami değil, birer yapılar topluluğu inşa ediliyordu. Tüm gelir ve giderler milimetrik hesaplanıyor ve kayıt altına alınıyordu” diye konuştu.
Vakıf eserlerinden seçme örnekler sunan Uğurluel, eserleri, yapan kişileri, hayatlarını ve eserlerin hikayelerini katılımcılarla paylaştı. Osmanlı’da angarya İşlerin hepsini vakıfların çekip çevirdiğini, eğitimden sağlığa her konuda vakıfların hizmet ettiğini, devletin daha büyük işlerle uğraştığını aktaran Uğurluel, insanların kuracak yeni vakıf bulamadığını, Osmanlı’nın bu yüzden büyük ve beli bükülmeyen bir devlet olduğunu söyledi. Birçok vakıf eserinin zamanla yok edildiğini, önemli eserleri destekleyen yapıların satıldığını ifade eden Uğurluel, “Ölümsüz olmanın iksiri vakıflardır. Peygamber Efendimizin hadisinde buyurdu gibi, ‘Üç kişinin amel defteri kapanmaz. Hayırlı evlat, ilim ve sadaka-i cariye yani hayır eserleri. Bu kültürü tekrardan ayağa kaldırmalıyız” dedi.
Programın ikinci bölümünde ise Talha Uğurluel Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’ni gezerken, canlı yayınla hem salondaki konuklara, hem de internet üzerinden takipçilerine sunum yaptı. Müzenin girişindeki Koza Han kapısının imitasyonundan başlayarak eserlerin önemini ve hikayelerini anlatan Uğurluel, “Daha önceden İngiltere Londra´da Victoria Albert Müzesi´ni gezdim ve orada Bursa Ulu Cami´nin gümüş Kapı Tığı’nı gördüm. Birileri çalmış, birileri satmış, birileri de utanmadan sergiliyor Altına da Bursa Ulu Cami Kapı Tığı diye yazmışlar. Yetkililere sesleniyorum, ne yapıp edip o eseri Bursa´ya geri getirelim. Eminim Yıldırım Beyazıt´ın kemikleri sızlıyordur” diye konuştu.
Programın sonunda Başkanvekili Şükrü Köse ve Müzeler Şube Müdürü Muhterem Çevik tarafından Tarihçi Talha Uğurluel’e günün anısına Bursa Vakfiyeleri kitabı hediye edildi. Uğurluel daha sonra konukların kitaplarını imzaladı.