Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konya Şubesince düzenlenen Cuma Programlarının bu haftaki konuğu oldu.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, Rusya - Ukrayna krizinin tarihsel süreci, sürekliliği ve değişimi, krizin Batı ittifakındaki noktaları, Rusya açısından Ukrayna’nın önemi ve Rusya’nın bakış açısını değerlendirdi. Rusya - Ukrayna krizinin 2010 seçimleriyle başladığını ifade eden Prof. Dr. Aksoy, bu yaklaşımın Rus siyasetini takip edenler için öngörülemeyecek bir durum olmadığını söyledi. Ukrayna’nın, Rusya açısından fiziksel ve ideolojik anlamda vazgeçilmez bir yer olduğunu belirten Prof. Dr. Aksoy, “Putin, askeri harekatı başlattığında Sovyetler Birliği’ni kabul etmediğini söyledi. Bunu söylemesinin de ideolojik bir arka planı var. Neden Sovyetler Birliği’ni kabul etmiyor? Çünkü Putin koyu bir Ortodoks. Ortodoksluğu yerle bir ettiği için Sovyetler Birliği’ni kabul etmiyor. Sınırlarını almasının nedeni de Rus İmparatorluğu olarak bu toprakları görüyor. Bunun arkasındaki temel etken nedir? Ukrayna’nın önemi; bu ideolojik yaklaşımın bir parçası olmasından kaynaklanıyor” dedi.
“Batı’da lider krizi yaşanıyor”
Prof. Dr. Aksoy, devletlerin pandemiyle birlikte kendi iç politikalarına daha fazla ağırlık verdiğini ve bu dönemde jeopolitik manevra kabiliyetini artırdıklarını aktardı. Batı’nın lider krizi yaşadığını anlatan Prof. Dr. Aksoy, “Karşımızda lider krizi yaşayan bir Batı var. Lider olan ülkeler ön plana çıkıyor. Antalya Diplomasi Forumu’nda Cumhurbaşkanımızın liderliği ve vizyonuyla birlikte nasıl ön plana çıktığını görebiliyoruz. Batı gibi kırılgan siyaseti olan ülkelerde ise karar alma süreçlerinden tutun, birçok noktalarda çeşitli zafiyetlerin ön plana çıktığını gözlemleyebiliyoruz. Aslında Batı’nın lider krizini Rusya ve Putin net bir şekilde okumuş ve bunu net bir şekilde değerlendiriyor. Bunun üzerine de siyasetini, stratejisini bugüne kadar son on yıldır artırarak sürdürdüğünü görüyoruz. Bugün Ukrayna’da çocuk hastaneleri bombalanıyor. Fakat Batı’dan bir ses çıkmıyor. Sanki bu savaş hiç yok gibi, takındıkları tavır içler acısı durumda” diye konuştu.
“Türkiye’nin dış politika stratejisi takdirle izleniyor”
Türkiye’nin Rusya - Ukrayna krizinde dış politika açısından tutumunu değerlendiren Prof. Dr. Aksoy, “Türkiye hem Rusya hem Ukrayna açısından bir aracı pozisyonunu aktif olarak yürütüyor. Türk dış politikası açısından bu süreçte liderlik pozisyonu, hızlı manevra yapabilme, hızlı karar alabilme, Cumhurbaşkanımızın Putin ile olan ilişkileri ve Ukrayna ile Rusya’yı bir araya getirme gayreti büyük bir başarıdır. Aslında NATO’nun ilk başlarda müdahale edip etmeme ihtimalleri tartışılırken bugün NATO müdahale etmeyince Ukrayna halkının biraz daha kayıplarını azaltma adına Türkiye’nin daha diplomatik olarak ön plana çıktığını bize gösteriyor. Bu anlamda uluslararası kamuoyunu canlı tutmak, bir arada tutmak adına Türkiye’nin ortaya koyduğu dış politika stratejisi, takdirle izlenilen bir stratejidir. Türk dış politikasının hiç olmadığı kadar aktif bir yönelim içerisine girdiğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.