Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının ilk günlerinde korku ve gözyaşı içinde sığınaklarda yaşayan, ilerleyen günlerde de babalarını savaşın ortasında bırakıp anneleriyle başka ülkelere tahliye edilen savaşın masum yüzü bebek ve çocuklarının gözyaşları savaşın korkunç yüzünü gözler önüne seriyor.
Şehirlerine bombalar yağarken ölen insanların görüntüleriyle karşılaşan, sığınaklarda köşe uçlarında uyuyan ama dakikalar sonra bomba sesleriyle uyanmak zorunda kalan savaşın çocukları, filmlerde gördükleri savaş sahnelerini şimdi hayatlarının tam ortasında yaşmak zorunda kalıyorlar.
Ömür boyu en nefret edecekleri ses olan siren sesleri arasında babalarıyla vedalaşıp Ukrayna’dan tahliye edilen gözü yaşlı çocuklar, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu farklı ülkelere yaşam mücadelesi vermek için göç ediyorlar.
Edirne’de bulunan Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapılarından, Kırklareli’de bulunan Dereköy Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye tahliye edilen aileler buruk sevinç yaşıyor.
Türkiye’de güvenlik endişelerinin sona ermesinin mutluluğunu yaşayan aileler, sevdiklerini savaşın ortasında bırakmak zorunda kalmanın da hüznünü yaşıyor.
Zorlu yolculuklarda yiyecek giyecek ısınma ve temel barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan aileler geldikleri sınır kapılarında ilk olarak çocuk ve bebeklerin temel gıda ve temizlik ihtiyaçlarını karşıladıkları gözler önüne seriliyor.
Belki de babalarını bir daha hiç göremeyeceklerini bile bile ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan savaşın masum çocuklarının yaşadıkları ve hissettikleri ise yürek burkuyor.
Gözlerindeki korku, savaşın çocuklara yaptığı kötülüğü gözler önüne seriyor.