Nurhak Ensarioğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya Hollanda’nın uyguladığı ambargonun kabul edilemez olduğunu belirterek, “Hollanda polisi itleri ve atları kullanarak tam bir terör estirdi” dedi.
Ülkenin çok önemli ve tarihi bir dönemeçten geçtiğini belirten Ensarioğlu, 16 Nisan’da gerçekleşecek olan Anayasa referandumunun yurt içinde ve yurt dışında ilginç tartışmalara ve gelişmelere yol açtığını söyledi. Ensarioğlu, içeride seçim atmosferine uygun ve olağan bir hava sürerken, dışarıda özellikle Almanya, Hollanda, Avusturya gibi AB üyesi ülkelerde akıl ve hukuku zorlayan gelişmelere şahit olunduğunu ifade ederek, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Dışişleri Bakanı’nın Hollanda ve Almanya’daki seçim toplantıları engellendi. Uçakların inişleri engellendi, bakanımızın konsolosluğa girişi önlendi ve toplanan Türk vatandaşlar zor kullanılarak dağıtıldı. Hollanda polisi itleri ve atları kullanarak tam bir terör estirdi. Hatta özel olarak bir günlük olağanüstü hal ilan etti. Yaşadığımız gelişmeler bütün dünyayı en az yarım asırdır 'demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlük' gibi cazip kavramlarla kuşatan AB ülkelerinin ne kadar samimiyetsiz ve tutarsız olduğunu ve gerçek suratını örten maskesinin düştüğünü ortaya koymuştur” diye konuştu.
“Çivisi çıkmış dünya deyimi tam da yerini buluyor”
Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu AB ülkelerinde yükselen bu yabancı düşmanlığının yakın zamanda AB içinde büyük bir felakete yol açacağını söyledi. Ensarioğlu, “Batının gözde ülkelerindeki bu çılgınlık için Amin Maluf'un söylemiyle "çivisi çıkmış dünya" deyimi tam da yerini buluyor. Bazı AB ülkelerinin Türkiye’de yapılacak bir referandumda ‘Evet’ oyu çıkmasın diye açıkça ve kabaca taraf olması içişlerimize açıkça bir müdahaledir. Hollanda ve Almanya’nın bu barbar yaklaşımı, ülkemizin aydınlık yürüyüşüne engel olamayacaktır. Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığı, islamofobia, milliyetçilik ve göç karşıtı gibi durumlar AB için yakın gelecekte büyük bir felaket ve hezimete yol açacaktır.
Bizler, Diyarbakır Sağlık-Sen olarak bakanlarımıza ve ülkemize yönelik bu barbarca ve hukuk dışı girişimleri şiddetle kınıyoruz. Avrupa ülkeleri, ülkemizi ve halkımızı aşağılamaktan vazgeçerek eşit ve medeni bir çizgiye hemen dönmeli, ülkemizden ve halkımızdan özür dilemeli ve sorumluları hesap vermelidir. Bu vesileyle halkımıza da açık çağrıda bulunuyoruz; 16 Nisan referandumunda mutlaka sandığa gidip iç ve dış barbarların oyununu bozmak tarihi ve vicdani sorumluluğumuzdur. Bunun gereğinin yapılacağına ve 17 Nisan’ın daha umutlu ve güvenli olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.