Dolayısıyla getirmek istediğimiz sistemde bu 'tek adamlık' konusu, iş yapmak istemeyen, çalışmayan, okumayan, adeta bir tembel öğrenci gibi duran muhalefetin söylemleridir." dedi.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nda (SATSO) iş adamlarıyla bir araya gelen Özlü, 16 Nisan'da oylanacak anayasa metninin iş dünyasının beklentilerini tam anlamıyla karşılayacağını söyledi.
Getirilecek olan sistemin, Türkiye'nin geleceği için atacakları önemli bir kilometre taşı olduğunu vurgulayan Özlü, "Yani aslında biz 16 Nisan'da Türkiye'nin geleceğini oylayacağız. Türkiye, mevcut sistemde kör topal devam etsin mi, yoksa yeni bir sistemde, sür'atle, hızla ve emniyetle yola mı devam etsin? Bir nevi otomobil gibi düşünürsek, üzerine bindiğimiz otomobilin esasen eskidiğini, emniyetli gitmediğini, yavaş gittiğini, zaman zaman arızalar yaptığını, sıkıntılar meydana getirdiğini söyleyebiliriz." diye konuştu.
Özlü, Türkiye'de zaman zaman ekonomik ve siyasi krizler yaşandığını, böyle bir araçla yol almaya çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Esasen yol da alamıyoruz, yavaş gidiyoruz. Oysa biz diyoruz ki, bu aracı yenileyelim, daha emniyetli ve güvenli hale getirelim ve ulaşacağımız menzile daha rahat gidelim. Biz sistem değişikliğini, daha güçlü, atik ve çevik kararlar alabilen, daha güçlü olacak olan bir Türkiye için yapıyoruz."
"Yetki, iş yapmak için istenir"
Halk oylaması sürecinde "Bu kadar yetki bir kişiye fazla olmaz mı?" şeklinde eleştiri aldıklarını hatırlatan Bakan Özlü, şunları söyledi:
"Amerika Birleşik Devletleri, bu sabah Suriye'ye askeri faaliyet gerçekleştirdi. Bakın Başkanın emriyle oldu. Başkan 'Vur' dedi, vurdular, meclisten, senatodan karar çıkmadı. Bizim 18 maddede böyle bir şey yok. Yani Cumhurbaşkanı 'Vur' deyince vuracak diye bir şey yok. Asker göndermek için TBMM'ye gideceksin, tezkere vesaire filan. Amerika'nın Başkanı 'Vur' deyince asker vuruyor. Yetki, iş yapmak için istenir, iş yapmaya niyetiniz varsa yetki istersiniz. Büyük devlet adamlarının büyük yetkileri olur. Öyle ufak tefek, dağıtılmış yetkilerle büyük devlet adamı olunmaz, büyük devlet de olunmaz.
Dolayısıyla getirmek istediğimiz sistemde bu 'tek adamlık' konusu, iş yapmak istemeyen, çalışmayan, okumayan, adeta bir tembel öğrenci gibi duran muhalefetin söylemleridir. Bunlara asla itibar etmeyelim. Kalbinizde zerre kadar şüphe olmasın. Bu yetki, iş yapmak içindir, biz iş yapmak istiyoruz, bizim hayallerimiz var, bizim büyük Türkiye rüyamız var. Dolayısıyla bu metindeki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye'nin güçlü ve büyük devlet olmasının başlangıcıdır."
"Artık tasarımlarımızı kendimiz yapıyoruz"
Türkiye'nin 2002'den sonra bir sıçrama gerçekleştirdiğini, bir hamle yaptığını aktaran Özlü, referandumun, Türkiye'nin sür'atle orta yüksek gelir seviyesinden yüksek gelir seviyesine çıkmasını sağlayacak olan faaliyetlerin hukuki alt yapısını sağlayacağını aktardı.
Özlü, Türkiye'nin yeni bir hamle, yeni bir sıçrama yapması için bir inovasyona ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"16 Nisan bir inovasyondur, Türkiye'nin sıçrama yapmasının önünü açacak olan bir inovasyondur. Teknoloji yoğun, bir sanayi arzu ediyoruz. Sakarya, tarım ve aynı zamanda önemli bir sanayi şehri. Türkiye'nin ilk kendi tasarım tankı Altay projesi için kente defalarca geldim. Burada aslında askeri bir fabrikadan bahsedilir ama bu bir askeri fabrika değil, askeri fabrikalar toplamıdır. Önemli bir yapıdır ama bu daha önce yurt dışında tasarımı yapılan ve yurt dışında üretilen tanklarımızın, özellikle leopar tipi tanklarımızın bakım onarım ve idamelerinin sağlanmasına yönelik, paletten motor bakımına kadar geniş bir alanı kapsayan bir bakım onarım fabrikasıdır.
Artık tasarımlarımızı kendimiz yapıyoruz. Türkiye artık üretim ağırlıklı bir yapıdan, tasarım ve mühendislik ağırlıklı bir yapıya dönüşüyor. Bizim amacımız, sanayimize teknoloji enjekte etmek ve sanayimizin daha yüksek katma değerli ürünler üretmesinin önünü açmaktır."
Teknoloji üreten bir Türkiye istediklerini belirten Faruk Özlü, yürüttükleri proje ve yaptıkları işlerde teknoloji transferinden ziyade, teknoloji ve bilgi üretmeyi esas aldıklarını, bu çerçevede bakanlığı yapılandırdıklarını, yeni yapıda "bilime dayalı teknoloji, teknolojiye dayalı sanayi, sanayi için teknoloji, teknoloji için bilim" görüşünü benimsediklerini sözlerine ekledi.