Belki 3 gün daha devam etseydi o stüdyodan 3 gün daha çıkmazdık. Aslında hepimizin, FETÖ’cülerden hesap sorulması anlamında davalara müşteki olması gerekiyor” dedi.
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Yaşar, Öz Orman İş Sendikasının düzenlemiş olduğu 15 Temmuz Darbe Girişimi Uluslararası Demokrasi Kongresine katıldı. Programa Yaşar’ın yanı sıra TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT Haber Spikeri Tijen Karaş ve NTV Program Yapımcısı Oğuz Haksever katıldı. Programda 15 Temmuz darbe girişimi gecesi stüdyoda ve dışarıda yaşanan gelişmeleri aktaran Yaşar, “O geceye ait önemli olaylar var. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, bu darbenin arkasında kimler vardı sözü net bir şekilde ortaya çıkıyor. Almanya ile yaşadıklarımız, Obama yönetimi ile yaşananlar ve bize hep yargı ile verilen örnekler. Bu darbeyi gerçekleştiren bir kişi Batı demokrasileri tarafından verildi mi? sorusunun cevabı tabi ki hayır. Bu darbenin arkasında kim var sorusu bu şekilde çok net vuku buluyor. Yunanistan o darbeci askerleri bize vermedi.
Yunanistan’ın kulağını çeken de Almanya. Siz bir taraftan DHKP-C’nin, bir taraftan FETÖ’nün, bir taraftan PKK’nın hamiliğini yapacaksınız ve ondan sonra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı orada konuşturmayacaksınız. Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarına son gaz devam edeceksiniz ve sonrada ileri Batı demokrasisi diyeceksiniz. Birçok şey net bir şekilde ortaya çıktı. Obama yönetiminin o gece yaptığı açıklama zaten darbecilerin başarmasını bekliyor şeklindeki imajın çok ötesine geçmişti. Körfez ülkelerinde birçok ülke acaba nereye gidecek diye bekliyordu. Ben sabaha kadar yayındaydım ve rejimi birçok kez aradan çıkartmıştık. Çok önemli bir geceydi ama o gece yaşananlara baktığımız zaman FETÖ’cülerin yurtdışı ile nasıl senkronize olduğunu da çok net gördük. Türkiye’de birileri acaba ne olacak diye darbe girişiminin gidişatına göre tavır aldığını da gördük” diye konuştu.
"Mücahit Ören, ‘Çok net ve sert bir şekilde darbeye karşı koyacağız’ dedi"
15 Temmuz günü saat 21.45’te İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Ören ile telefonda görüştüğünü kaydeden Yaşar, Mücahit Ören’in kendisine, ‘Çok net ve sert bir şekilde darbeye karşı koyacağız’ dediğini ve yayın sırasında kendisinin de ‘Öleceksek bugün ölelim’ diye bir söz söylediğini ifade etti. Bugüne kadar Türk medyasının olarak terör saldırılarında başarılı bir sınav veremediğine dikkat çeken Yaşar, “Paris’te bir silecek görüntüsü vardı. Bir saldırı oldu ve silecek görüntüsü 8 saat boyunca yayınlandı. Londra’daki bombalı saldırıda 2 katlı otobüsün sadece kırmızı bölümü görünüyordu. Eş zamanlı olarak İstanbul’da bir bankaya yapılan saldırıda binanın dökülmüş halini gözler önüne serdik. Terör saldırılarında bir araya gelemeyen medya, bu darbe girişiminde öyle bir hareket etti ki, bir taraftan darbecilerin yaptıkları bütün hamleleri ekran önüne çıkartmadı. Türk medyası, bu darbe girişiminin başarılı olmaması anlamında birçok noktada ciddi bir sınav verdi. Belki 3 gün daha devam etseydi o stüdyodan 3 gün daha çıkmazdık. Aslında hepimizin, FETÖ’cülerden hesap sorulması anlamında davalara müşteki olması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekranlara bağlanmasının çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Yaşar, “Sayın Başbakanı bağladığım zaman telefonla yayın gerçekleştirmiştik. Bize görüntülü telefon bağlantısı yapmayı Hasan Doğan Bey önerdi. Bir taraftan da ben yayın yapıyorum. Telefon çaldı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli konuşmayı gerçekleştirdi. Bakıldığı zaman Sayın Cumhurbaşkanının ekrana çıkması ile herkes rahatladı. Daha dik durmaya ve bu darbeyi alt edebiliriz anlamında hareket etmeye başladı. Cumhurbaşkanı bütün topluma hem moral verdi, hem bizi darbeye karşı direnmeye davet etti, hem de nasıl dik duracağımızı ve bundan sonra neler yapacağımızı gösterdi. O ana kadar ne olacak diye bekleniyordu ama ondan sonra çok net bir şekilde yol haritası ortaya çıkmış oldu. O gece stüdyoda yaşananlar çok ilginçti. Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Paşanın telefon bağlantısı kırılma noktasıydı. Zekai Paşa TGRT ekranlarından, ‘Bu bir emir komuta zinciri içerisinde yapılmış darbe değildir’ dedi. Daha sonra 3 komutan daha peş peşe bağlandı” diye konuştu.
Genelkurmay Başkanlığında olup bitenleri görmek için terasa çıktıklarını belirten Yaşar, o gece çalışanlar ile yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“F-16’lar geçiyor, sonik patlamalar oluyor ve bir genç kameraman arkadaşımın dizlerinin bağının çözüldüğünü gördüm. Dizlerinin bağının çözülmesinin ne demek olduğunu orada gördüm. Kameraman arkadaşım Mehmet Tiren bana kaç tane F-16 olduğunu sordu. Ben de 240 tane var dedim. ‘Merak etmeyin havada sadece 7 tane var, 233 tanesi yok onlar darbeye katılmıyor’ dedi.”